Oyunumuz; Cyrano De Bergerac
İzlendiği Sahne: İBBST Kağıthane Sadabad Sahnesi
Doluluk: %60
Tarih: 05.12.2015, Cuma, 20.30
Süre ve Perde: 2' 30" / 2 perde
Oyun Tipi : Normal
Yazan: Edmond Rostand ( Fransa - 1868 / 1918)
Yöneten: Mehmet Birkiye (1950 / ... )
Oyuncular:
Cyrano De Bergerac: Yiğit Sertdemir
Roxane: Ayşecan Tatari
Christian: Tanju Girişken
ve daha nice kıymetli sanatçımız.
Ön Bilgi: Fransız yazarın 1897 yılında yazdığı oyun normalde 4 saat sürmektedir. Fakat Mehmet Birkiye bu oyunu 2.30dk ya çok başarılı bir şekilde sığdırmayı başarmış. oyunun ilk prodüksiyonu 300 den fazla oynanmıştır. Yazarımız 1918 grip salgınında hayatını kaybetmiştir.
Mehmet Birkiye' yi anlatmak için kelimeler kullanılmaz. Hala İstanbul Aydın Üniveristesi Tiyatro Bölümü Kurucu Dekan görevini yürütmektedir.
Oyun Özeti: Çirkinliği yüzünden sevdiğe kıza yakışıklı bir adam üzerinden ulaşan Cyrano'nun yaşadıklarını anlatır oyun. Cyrano, Roxanne aşıktır ve hiç bir zaman ona kavuşamaz. Kendi çirkinliğinden utanır, utanır ve utanır.
Yorum: Oyunu biraz sakin kafa ile izleyin, konsantrasyon kaybetmeden izlemey çalışın. Oyun sıkıtırılmış olduğu için çok hızlı akıyor. Dil, Şehir Tiyatrolarına göre biraz ağır :)
Yiğit Sertdemir tek başına zaten oyunu taşıyor. Daha önce yazdım, tekrar övmüyorum kendisini. Bu sen Afife Tiyatro Ödüllerinde kendisine ödül bekliyoruz. Dürüst olmak gerekirse ben çok büyük hayal ile oyunu izlemeye gittim ama biraz hayal kırıklığına uğramadım değil. Yiğit Sertdemir de olmasa daha acımasız olabilirdim. Oyun izlemeye yeni başlıyorsanız bu oyunu daha sonra izleyebilirsiniz. eğer sıkı bir takipçi iseniz mutlaka oyunu görün. Uzun tiradlara dikkat. Geçekten çok etkileyici. Evet Ve her nedense bu oyunu Devlet Tiyatrolarında da izlemek istiyorum. Sevdiklerinizden de asla çekinmeyin ;)
Kolay değiştirilebilir sahne dekoru, oyundaki performansı arttırmakta ve akıcılık sağlamaktadır.
Ayşecan Tatari çok sonradan eklenmiş gibi duruyor.
Oyundan aklımda kalanlar;
- Gururum...
- Evet kusurum budur benim.
Tiyatro Yorumlayalım mı?
7 Aralık 2015 Pazartesi
21 Kasım 2015 Cumartesi
Hayal-i Temsil
Oyunumuz; Hayal-i Temsil (Afife ile Bedia)
İzlendiği Sahne: İBBST Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi
Doluluk: %95
Tarih: 20.11.2015, Cuma, 20.30
Süre ve Perde: 2' 30" / 2 perde
Oyun Tipi : Normal
Yazan: Ahmet Sami Özbudak (1980 / ..)
Yöneten: Yiğit Sertdemir (1979 / ..)
Oyuncular:
Dikran Efendi: Yiğit Sertdemir
Bedia: Hümay Güldağ
Afife: Şebnem Köstem
Ön Bilgi: Oyunumuz o kadar taze ki... 2015 yılında yazılmış, Nisan ayında sahneye konmuş ve kısmet o ki bu oyunu aynı yıl içerisinde izleme fırsatı buldum. Son zamanlarda izlediğim en başarılı oyun diyebilirim. Oyun metinsel olarak çok sağlam. Dekorundan, kurgusuna, sahne geçişlerinden, ışıklarına kadar insanı çok fazla etkileyen bir oyun. Son yazılacak cümlem bu sefer en önde. ELLERİNİZE, EMEĞİNİZE SAĞLIK...
Dekor ve Kostüm: Oyunun dekor yapısı ahşap duvarlar ve ahşap zeminden oluşuyor. Oldum olası doğal dokuyu sevmişimdir. Ahşap duvarlardan açılan cepler ile mükemmel kurgu başlıyor. Kah bir çekmece açılıyor, kah koskoca oda çıkıyor ortaya, bir anda okul, anında hastane oluyor. Sahne ve Işık tasarımında Cem Yılmazel ismi bulunuyor.
Oyun Özeti: Türk Tiyatro tarihinin iki harika kadını, hiç bir zaman gerçek manada sahnede buluşamamışlardı, ta ki bu seneye kadar. Afife Jale ve Bedia Muvahhit'in yaşam öyküleri, yaşadıkları, ortaklıkları, kaderleri artık sahnede. Bu iki muhteşem ismi tanıyan makyör Dikran Efendi'nin ağzından anlatılıyor tüm oyun. Sahneye çıkmak için gösterilen çaba, orada tutunabilmek için sarf edilen emek... Dönemim kültürü, yaşanılan zorluklar artık sahnede. Kaçırmayın diyorum.
Yorum: Son zamanlarda izlediğim, etkilendiğim, her alkışı sonuna kadar hak eden bir oyun. Konulan performans ve kurgu hakkında yorum yapmak bile ayıp. Dönemin iki kadınının hazin bir öyküsü bu. Dille, yazı ile, klavye başında anlatılamaz bu oyun, lütfen gidin ve yaşayın. Oyunculuk isterseniz en dibine kadar var burada. O nasıl bir performanstır Yİğit Sertdemir. Bir insan o kadar süre içerisinde nasıl; terzi, makyör, Bican Efendi, Selahattin Pınar, Ahmet Refet, eczacı, komiser, bar sahibi olur? Bunları nasıl yaşar? Nasıl içten yansıtır? Gerçekten bir daha, bir daha diyerek izlemek istiyorum. Tarih hakkında ne kadar bilgisiz. İnsanların hevesleri için katlandıkları ne büyük engeller var. Ziyan etmeyin koşarak gidin ve sessizce izleyin. Her kelimesini kaçırmayın. Her ışık yanışında dikkat kesilin. Yİğit Sertdemir'i göz kırpmadan izleyin.
Kuşlar gibi özgür, fareler gibi dert dinler olun.
Oyundan aldığım notlar ve aklımda kalanlar aşağıda:
İzlendiği Sahne: İBBST Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi
Doluluk: %95
Tarih: 20.11.2015, Cuma, 20.30
Süre ve Perde: 2' 30" / 2 perde
Oyun Tipi : Normal
Yazan: Ahmet Sami Özbudak (1980 / ..)
Yöneten: Yiğit Sertdemir (1979 / ..)
Oyuncular:
Dikran Efendi: Yiğit Sertdemir
Bedia: Hümay Güldağ
Afife: Şebnem Köstem
Ön Bilgi: Oyunumuz o kadar taze ki... 2015 yılında yazılmış, Nisan ayında sahneye konmuş ve kısmet o ki bu oyunu aynı yıl içerisinde izleme fırsatı buldum. Son zamanlarda izlediğim en başarılı oyun diyebilirim. Oyun metinsel olarak çok sağlam. Dekorundan, kurgusuna, sahne geçişlerinden, ışıklarına kadar insanı çok fazla etkileyen bir oyun. Son yazılacak cümlem bu sefer en önde. ELLERİNİZE, EMEĞİNİZE SAĞLIK...
Dekor ve Kostüm: Oyunun dekor yapısı ahşap duvarlar ve ahşap zeminden oluşuyor. Oldum olası doğal dokuyu sevmişimdir. Ahşap duvarlardan açılan cepler ile mükemmel kurgu başlıyor. Kah bir çekmece açılıyor, kah koskoca oda çıkıyor ortaya, bir anda okul, anında hastane oluyor. Sahne ve Işık tasarımında Cem Yılmazel ismi bulunuyor.
Oyun Özeti: Türk Tiyatro tarihinin iki harika kadını, hiç bir zaman gerçek manada sahnede buluşamamışlardı, ta ki bu seneye kadar. Afife Jale ve Bedia Muvahhit'in yaşam öyküleri, yaşadıkları, ortaklıkları, kaderleri artık sahnede. Bu iki muhteşem ismi tanıyan makyör Dikran Efendi'nin ağzından anlatılıyor tüm oyun. Sahneye çıkmak için gösterilen çaba, orada tutunabilmek için sarf edilen emek... Dönemim kültürü, yaşanılan zorluklar artık sahnede. Kaçırmayın diyorum.
Yorum: Son zamanlarda izlediğim, etkilendiğim, her alkışı sonuna kadar hak eden bir oyun. Konulan performans ve kurgu hakkında yorum yapmak bile ayıp. Dönemin iki kadınının hazin bir öyküsü bu. Dille, yazı ile, klavye başında anlatılamaz bu oyun, lütfen gidin ve yaşayın. Oyunculuk isterseniz en dibine kadar var burada. O nasıl bir performanstır Yİğit Sertdemir. Bir insan o kadar süre içerisinde nasıl; terzi, makyör, Bican Efendi, Selahattin Pınar, Ahmet Refet, eczacı, komiser, bar sahibi olur? Bunları nasıl yaşar? Nasıl içten yansıtır? Gerçekten bir daha, bir daha diyerek izlemek istiyorum. Tarih hakkında ne kadar bilgisiz. İnsanların hevesleri için katlandıkları ne büyük engeller var. Ziyan etmeyin koşarak gidin ve sessizce izleyin. Her kelimesini kaçırmayın. Her ışık yanışında dikkat kesilin. Yİğit Sertdemir'i göz kırpmadan izleyin.
Kuşlar gibi özgür, fareler gibi dert dinler olun.
Oyundan aldığım notlar ve aklımda kalanlar aşağıda:
- İnsanoğlunun en büyük yanılgısı, yalnızlıkla mücadele etmektir.
- Yürek mi yedin?
- Bu dünyadaki tek dayanak kadınlardır ve kadın isterse hayat biter.
- Hayalet Antre :)
- Aktör sahneden insanları göremez, insanlar onu görür.
- Kendi içinize hiç baktınız mı?
- Makyaj yaparken konuşma, sen gözlerinle konuş ben anlarım.
- Kırmızı pabuçlar!
- Kcııkk kıcıkkk
Oyundan önce lütfen iki kadının da hayatını okuyarak gidin. Koşulların ve şartların yaşamımızı nasıl etkilediğini zaten oyunda izleyeceksiniz.
Hep şanslı olanlardan olun. Sevenleriniz bol olsun. Yılmayın.
Unutmadan; "Şaka; Ha Ha"
15 Kasım 2015 Pazar
İki Arada Bir Yerde
Oyunumuz İki Arada Bir Yerde
İzlendiği Sahne: İBBST Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi
Doluluk: %90
Tarih: 15.11.2015, Cumartesi, 20.30
Süre ve Perde: 1' 50" / 2 perde
Oyun Tipi : Normal
Yazan: Danis Tanoviç (Boşnak - 1969 / ..)
Yöneten/Uyarlayan: Yıldıray Şahinler (1968 / ..)
Oyuncular:
Sarı: Cengiz Tangör
Ejder: Yıldıray Şahinler
Mayının Üzerindeki Asker: M. Soner Dinç
UN Subayı: Murat Coşkuner
Gazeteci: İrem Arslan
UN Komutan: Ertuğrul Postoğlu
UN Asker: Alp Tuğhan Taş
Mayın İmha Uzmanı: Mehmet Sefa Öztürk
Gazeteci Kameramanı: Reyhan Karasu
Ön Bilgi: Oyunu beyaz perde takipçileri çok iyi hatırlıyorlardır. No Man's Land (Tarafsız Bölge - 2001- İMDB:8,0/10) isimli filmden uyarlanmış ve sahnelerde dile gelmiştir. Fİlmin yönetmeni ve senaristi Denis Tanovic'tir ve kendisinin ilk filmidir. Film Bosna savaşını konu alır ve 2001 yılında "En İyi Yabancı Fİlm" ödülünü almıştır.
Dekor ve Kostüm: Oyunun dekoru savaş siperi olarak kurgulanmış, bol miktarda kum çuvalları kullanılmıştır. Merkezi bir dekor yapısı vardır. Sahne tasarımı Ayhan Doğan tarafından yapılmıştır. Kostümler ise Aysel Doğan'a aittir.
Oyun Özeti: Destek birlik olarak arkadaşlarının yanına gitmek isteyen bir grup asker savaşın tam ortasında kaybolmuş olarak bulur kendini. İki tarafın da karşılıklı olarak terk ettiği mevzide yaşamlarını sürdürürken, düşman askerler ile karşılaşırlar. Nükteli bir komedi artık başlamıştır. Kahkaha ile düşünmeye artık başlayabilirsiniz.
Yorum: 2015-2016 sezonunda ilk kez (07 Ekim) sahneye konan oyun bu senenin merakla beklediğim oyunlarından olmuştur. Konulan performans ve kurgu gayet başarılı. Sonu hüzünlü biten barış içinde bir savaş öyküsü bu oyun. Günümüz koşullarını içinde barındırarak zaman ve mekandan komple sıyırmış Yıldıray Şahinler oyunu. Zengin oyunculuk, güldürürken sorgulatan metinleri çok başarılı. Oyunda sıklıkla kullanılan yeşil elma, yeri geldi umudu, yeri geldi hüznü, yeri geldi yaşamı simgeledi. Savaş koşullarında yaşanılan duyguları çok başarılı aktardı bizlere. Günümüz kapitalist dünyasında insanların çare ararken aslında ne kadarda vurdumduymaz olabileceğini, savaşın tüm acımasızlığı içerisinde hissettim. Gülerken utandım, alkışlarken ağladım.
Tek eksik olarak askeri jargon ve kurallar biraz daha dikkatli kullanılabilirdi diyebilirim.
Bu oyunda Mehmet Soner Dinç ile Cengiz Tangör'ü izlemek çok keyif verdi bana. Ayrıca daha önceden de takip ettiğim Mehmet Sefa Öztürk'ü yaşam azmi ve sergilediği performansı ile tebrik ediyorum.
Oyuna gitmek isteyenlere tavsiye ederim. İlk kez tiyatro izleyicisi olacaksanız, öncelikle diğer alternatiflere yönelebilirsiniz.
Yapımda ve oyunda emeği geçen herkesi tebrik ederim.
Barış için...
İzlendiği Sahne: İBBST Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi
Doluluk: %90
Tarih: 15.11.2015, Cumartesi, 20.30
Süre ve Perde: 1' 50" / 2 perde
Oyun Tipi : Normal
Yazan: Danis Tanoviç (Boşnak - 1969 / ..)
Yöneten/Uyarlayan: Yıldıray Şahinler (1968 / ..)
Oyuncular:
Sarı: Cengiz Tangör
Ejder: Yıldıray Şahinler
Mayının Üzerindeki Asker: M. Soner Dinç
UN Subayı: Murat Coşkuner
Gazeteci: İrem Arslan
UN Komutan: Ertuğrul Postoğlu
UN Asker: Alp Tuğhan Taş
Mayın İmha Uzmanı: Mehmet Sefa Öztürk
Gazeteci Kameramanı: Reyhan Karasu
Ön Bilgi: Oyunu beyaz perde takipçileri çok iyi hatırlıyorlardır. No Man's Land (Tarafsız Bölge - 2001- İMDB:8,0/10) isimli filmden uyarlanmış ve sahnelerde dile gelmiştir. Fİlmin yönetmeni ve senaristi Denis Tanovic'tir ve kendisinin ilk filmidir. Film Bosna savaşını konu alır ve 2001 yılında "En İyi Yabancı Fİlm" ödülünü almıştır.
Dekor ve Kostüm: Oyunun dekoru savaş siperi olarak kurgulanmış, bol miktarda kum çuvalları kullanılmıştır. Merkezi bir dekor yapısı vardır. Sahne tasarımı Ayhan Doğan tarafından yapılmıştır. Kostümler ise Aysel Doğan'a aittir.
Oyun Özeti: Destek birlik olarak arkadaşlarının yanına gitmek isteyen bir grup asker savaşın tam ortasında kaybolmuş olarak bulur kendini. İki tarafın da karşılıklı olarak terk ettiği mevzide yaşamlarını sürdürürken, düşman askerler ile karşılaşırlar. Nükteli bir komedi artık başlamıştır. Kahkaha ile düşünmeye artık başlayabilirsiniz.
Yorum: 2015-2016 sezonunda ilk kez (07 Ekim) sahneye konan oyun bu senenin merakla beklediğim oyunlarından olmuştur. Konulan performans ve kurgu gayet başarılı. Sonu hüzünlü biten barış içinde bir savaş öyküsü bu oyun. Günümüz koşullarını içinde barındırarak zaman ve mekandan komple sıyırmış Yıldıray Şahinler oyunu. Zengin oyunculuk, güldürürken sorgulatan metinleri çok başarılı. Oyunda sıklıkla kullanılan yeşil elma, yeri geldi umudu, yeri geldi hüznü, yeri geldi yaşamı simgeledi. Savaş koşullarında yaşanılan duyguları çok başarılı aktardı bizlere. Günümüz kapitalist dünyasında insanların çare ararken aslında ne kadarda vurdumduymaz olabileceğini, savaşın tüm acımasızlığı içerisinde hissettim. Gülerken utandım, alkışlarken ağladım.
Tek eksik olarak askeri jargon ve kurallar biraz daha dikkatli kullanılabilirdi diyebilirim.
Bu oyunda Mehmet Soner Dinç ile Cengiz Tangör'ü izlemek çok keyif verdi bana. Ayrıca daha önceden de takip ettiğim Mehmet Sefa Öztürk'ü yaşam azmi ve sergilediği performansı ile tebrik ediyorum.
Oyuna gitmek isteyenlere tavsiye ederim. İlk kez tiyatro izleyicisi olacaksanız, öncelikle diğer alternatiflere yönelebilirsiniz.
Yapımda ve oyunda emeği geçen herkesi tebrik ederim.
Barış için...
1 Kasım 2015 Pazar
Şekerpare
İlk oyunumuz Şekerpare;
İzlendiği Sahne: İBBST Kağıthane Sadabad Sahnesi
Doluluk: %95
Tarih: 31.10.2015, Cumartesi, 20.30
Süre ve Perde: 3 saat / 2 perde
Oyun Tipi : Müzikal
Yazan: Yavuz Turgul (1946/..)
Yöneten/Uyarlayan: Engin Alkan (1965/..)
Oyuncular:
Ziver: Engin Alkan
Cumali: Uğur Dilbaz
Şekerpare: Dolunay Pircioğlu
Hurşit: Aybar Taştekin
Letafet: Nurdan Gür
Afet: Pervin Bağdat
ve bir sürü daha kıymetli insan (19 kişi saydım)
Orkestra:
Şef, klavye, piyano: Burçak Çöllü
ve 8 kişi değerli müzisyenimiz.
Ön Bilgi: Oyunu hepimiz televizyondan hatırlıyoruzdur. 1983 yapımı değerli yönetmen Atıf Yılmaz'ın (1925/2006) yönettiği, Ertem Eğilmez'in (1929/1989) yapımcılığını üstlendiği filmi hepimiz defalarca siyah ekranda izlemişizdir. Şener Şen, İlyas Salman, Yaprak Özdemiroğlu, Nermin Köksal, Şevket Altuğ gibi değerli oyuncularımız karakterlere can vermiştir.
Dekor: Oyunun dekoru istanbul temalı kurulu. Tamamen prinç malzeme ile silüet olarak İstanbul Kız kulesi ve Galata kulesi kurulmuş, aralarına merdivenler ile köprüler yapılmıştı. Sahne 360 derece dönerek farklı ortamlar (karakol, ziver'in evi, Letafet'in evi, sokak, meyhane vs..) yaratıldı.
Oyun Özeti: Galata halkına rüşvet ve yolsuzluktan dolayı illallah dedirten karakol komutanı Ziver'in çevresinde olaylar dönmektedir. Ziver'in karakoluna sürülen Cumali saflık, dürüstlük ve namusluluğu ile ortamda boy gösterirken Ziver ve yaveri Hurşit'in planlarının parçası olarak bulacaktır kendini. Cumali genelev işleten Letafet'in yanında çalışan Şekerpare'ye aşık olacaktır. Bu aşk Ziver'in planlarına uymaz ve oyun bunun üzerine kurgulanır.
Yorum: Yönetmenliği ve başrolü üstlenen Engin Alkan'ın sesinin kısık olarak oynadığı bu oyun son zamanlarda keyif aldığım çok güldüğüm oyunlardan biri olmuştur. Seyirci ile interaktif iletişimi seven Engin Alkan bu oyunda buna sağlık sebebi ile daha çok mecbur kaldı. Tez zamanda acil şifalar diliyor, gösterdiği eşsiz başarı için tebrik ediyorum.
Her oyunda, bir bayan bir erkek oyuncuyu özenle izlerim. Bu karakteri oyunun hemen başında keşfeder ve gözlerimi ondan ayıramam. Burada da Afet ve Hurşit karakterleri ilgimi çekti. Gerek performansları, gerek mimikleri beni benden aldı. Oyun müzikal olduğu için Şekerpare rolundeki Dolunay Pircioğlu'nu sesini kullanması becerisinden dolayı ekstra tebrik etmek isterim.
Cumali rolüdeki Uğur Dilbaz oyunu tek başına götürebileceğini hissettirdi.
Ayrıca oyunda çok güzel tiradlar bulunmakta, özellikle dikkat kesilmenizi öneririm.
Oyuna gitmek isteyenlere şiddetle tavsiye ediyorum. Hem konusunun bilinirliği hem de eğlenceli olmasından dolayı ilk defa oyun izleyecek kişilere de tavsiye ederim.
Yapımda ve oyunda emeği geçen herkesi tebrik ederim.
İzlendiği Sahne: İBBST Kağıthane Sadabad Sahnesi
Doluluk: %95
Tarih: 31.10.2015, Cumartesi, 20.30
Süre ve Perde: 3 saat / 2 perde
Oyun Tipi : Müzikal
Yazan: Yavuz Turgul (1946/..)
Yöneten/Uyarlayan: Engin Alkan (1965/..)
Oyuncular:
Ziver: Engin Alkan
Cumali: Uğur Dilbaz
Şekerpare: Dolunay Pircioğlu
Hurşit: Aybar Taştekin
Letafet: Nurdan Gür
Afet: Pervin Bağdat
ve bir sürü daha kıymetli insan (19 kişi saydım)
Orkestra:
Şef, klavye, piyano: Burçak Çöllü
ve 8 kişi değerli müzisyenimiz.
Ön Bilgi: Oyunu hepimiz televizyondan hatırlıyoruzdur. 1983 yapımı değerli yönetmen Atıf Yılmaz'ın (1925/2006) yönettiği, Ertem Eğilmez'in (1929/1989) yapımcılığını üstlendiği filmi hepimiz defalarca siyah ekranda izlemişizdir. Şener Şen, İlyas Salman, Yaprak Özdemiroğlu, Nermin Köksal, Şevket Altuğ gibi değerli oyuncularımız karakterlere can vermiştir.
Dekor: Oyunun dekoru istanbul temalı kurulu. Tamamen prinç malzeme ile silüet olarak İstanbul Kız kulesi ve Galata kulesi kurulmuş, aralarına merdivenler ile köprüler yapılmıştı. Sahne 360 derece dönerek farklı ortamlar (karakol, ziver'in evi, Letafet'in evi, sokak, meyhane vs..) yaratıldı.
Oyun Özeti: Galata halkına rüşvet ve yolsuzluktan dolayı illallah dedirten karakol komutanı Ziver'in çevresinde olaylar dönmektedir. Ziver'in karakoluna sürülen Cumali saflık, dürüstlük ve namusluluğu ile ortamda boy gösterirken Ziver ve yaveri Hurşit'in planlarının parçası olarak bulacaktır kendini. Cumali genelev işleten Letafet'in yanında çalışan Şekerpare'ye aşık olacaktır. Bu aşk Ziver'in planlarına uymaz ve oyun bunun üzerine kurgulanır.
Yorum: Yönetmenliği ve başrolü üstlenen Engin Alkan'ın sesinin kısık olarak oynadığı bu oyun son zamanlarda keyif aldığım çok güldüğüm oyunlardan biri olmuştur. Seyirci ile interaktif iletişimi seven Engin Alkan bu oyunda buna sağlık sebebi ile daha çok mecbur kaldı. Tez zamanda acil şifalar diliyor, gösterdiği eşsiz başarı için tebrik ediyorum.
Her oyunda, bir bayan bir erkek oyuncuyu özenle izlerim. Bu karakteri oyunun hemen başında keşfeder ve gözlerimi ondan ayıramam. Burada da Afet ve Hurşit karakterleri ilgimi çekti. Gerek performansları, gerek mimikleri beni benden aldı. Oyun müzikal olduğu için Şekerpare rolundeki Dolunay Pircioğlu'nu sesini kullanması becerisinden dolayı ekstra tebrik etmek isterim.
Cumali rolüdeki Uğur Dilbaz oyunu tek başına götürebileceğini hissettirdi.
Ayrıca oyunda çok güzel tiradlar bulunmakta, özellikle dikkat kesilmenizi öneririm.
Oyuna gitmek isteyenlere şiddetle tavsiye ediyorum. Hem konusunun bilinirliği hem de eğlenceli olmasından dolayı ilk defa oyun izleyecek kişilere de tavsiye ederim.
Yapımda ve oyunda emeği geçen herkesi tebrik ederim.
Başlangıç
Oyun izlemeyi çok severim. Herhangi bir eğitimim veya tecrübem yok sahne hakkında. Ben halkım. Gider, izler, beğendi isem çılgınlar gibi ayakta alkışlarım.
Amatör izleyiciyim aslında her sezon izlemediğim oyun kalmasın isterim. Beğenirsem bir daha izlerim.
Uzun yıllar izledikten sonra, bir oyunu önceden araştırıp hakkında yorum alabileceğim yer bulamayınca halk gözü ile ben yazayım istedim.
Şimdiden kimse kusuruma bakmasın, ben sıradan halkım ve gördülerimi yazarım.
Hoş geldiniz, hoş geldim...
2015/2016 sezonu ile artık yazmaya başlayabiliriz.
Amatör izleyiciyim aslında her sezon izlemediğim oyun kalmasın isterim. Beğenirsem bir daha izlerim.
Uzun yıllar izledikten sonra, bir oyunu önceden araştırıp hakkında yorum alabileceğim yer bulamayınca halk gözü ile ben yazayım istedim.
Şimdiden kimse kusuruma bakmasın, ben sıradan halkım ve gördülerimi yazarım.
Hoş geldiniz, hoş geldim...
2015/2016 sezonu ile artık yazmaya başlayabiliriz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)